Smyrna, Bayraklı’da üzüm bağlarının çevrelediği, Hacı Mutzo adıyla da bilinen, 370 m. uzunluk ve 220 m. genişlikte küçük bir tepecik üzerindedir. Bu tepecik, başlangıçta üç tarafı denizle çevrili küçük bir yarımadadır. Antik dönemde Meles Irmağı’nın getirdiği alüvyon denizin dolmasına neden olunca, yarımada da karada kalır. Eski İzmir, İ. Ö. 3000 yıllarında körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bu yarımadacık üzerinde kurulur. Batı Anadolu’da Ege Denizi kıyılarının Aiolasların eline geçmesi döneminde Aiolis kenti olur. İ. Ö. VII. Yüzyıl’da Kolophon’da göç eden İon’lar bir hileyle kenti ele geçirir ve Smyrna o tarihten sonra İon kenti olur. Yapılan kazılarda Smyrna’nın yerleşme katlarının İ. Ö. XI. Yüzyıl’dan, İ.Ö. IV. Yüzyıl’a kadar kesintisiz sürdüğü anlaşılır. Batı Anadolu’nun planı ve tarihi kesin olarak bilinen en eski evi buradaki Oval Ev’dir. Ören yerinde, İ. Ö. IX. Ve VIII. Yüzyıllara ait dörtgen ve oval planlı konut kalıntılarını görebileceğiniz Smyrna’da evler, merkezdeki bir avlu çevresine sıralanmış odalardan oluşur. Smyrna’da VII. Yüzyıla ait bir Athena tapınağı da bulunmaktadır. Tapınak, Lidya Kralı Alyattes’in İzmir’i ele geçirmesi sırasında hasar görür ve hemen onarılırsa da İ. Ö. 546 yılındaki Pers saldırısında tamamen tahrip olur. Smyrna’da bazı konutların dış duvarlarına paralel olarak yerleştirilmiş su kanallarını da görebilirsiniz. Ören yerinin en önemli buluntularından biri Athena Tapınağı önünde başlayıp, limanda sona eren ana caddedir. Bu cadde tarihte bilinen en eski örnektir.
Smyrna kazıları günümüzde de sürmektedir. İzmir şehir merkezinde Smyrna’ya şu yollarla ulaşabilirsiniz:
Eğer bir aracınız var ise sahilden Karşıyaka yönüne giden Altınyol’a ulaşın. Bayraklı semtine geldiğinizde sağ yöndeki levhalarda “Tepekule” yazısını göreceksiniz. O levhaları izleyerek Smyrna’ya ulaşabilirsiniz. (Konak Meydanı’na 8 km.)
Sayıları az da olsa gün içinde Konak ve Bayraklı iskeleleri arasında karşılıklı vapur seferleri vardır. Bayraklı iskelesinde indikten sonra “Tepekule” ye yürüyerek ulaşabilirsiniz. (700 km.)
İ. Ö. V. ve IV. Yüzyıllarda, Pers istilasının etkilerinin azalmasının sonucu hızla gelişen ve bir tiran tarafından yönetildiği bilinen Smyrna kenti, IV. Yüzyılın sonunda Pagos’ta (Kadifekale) yeniden kurulur. Smyrna’da 1824 – 1928 yılları arasında P. Von Osten, 1930 yılında da Prof. Miltner tarafından bir çok kazı yapılır. 1948 – 1951 yılları arasında da Prof. Ekrem Akurgal, R. W. Nichols ve J. M. Cook tarafından yapılan arkeolojik kazılar sonucunda yerleşim yerinin en parlak çağı olan İ. Ö. VII. Yüzyıla ait kalıntılar bulunur. Smyrna kazıları günümüzde de sürmektedir.
Smyrna Ören Yeri
Smyrna’da bulunan höyük üzerinde kesintisiz olarak yer alan yerleşme katları İ. Ö. XI. ve IV. Yüzyıllar arasına aittir. Genelde tek odalı konutların bulunduğu kenti İ. Ö. IV. Yüzyıl’da çevreleyen sur kerpiç duvarlıdır. Smyrna, Hellen dünyasında en eski geometrik dokulu kent planının İ. Ö. VII. Yüzyıl’ın ikinci yarısında görüldüğü kenttir. Eskiçağ’da küçük bir yarımada olan kentin Athena Tapınağı’nın yanı sıra diğer önemli yapıları kent duvarı, anıtsal çeşme binası, Toplantı Megaronu ve Çifte Megaron’dur. Smyrna ören yerini gezerken mutlaka görmeniz ya da dikkat etmeniz gereken kent elemanları şunlardır: Athena Tapınağı (İ. Ö. 725 - 546), Athena Caddesi, Taş Plaka Döşeli Arkaik Yol, Arkaik Yol (İ. Ö. VI. Yüzyıl), Klasik Yol (İ. Ö. V. – IV. Yüzyıl), Toplantı Megaronu (İ. Ö. VII. Yüzyıl), Çifte Megaron (İ. Ö. VI. Yüzyıl başı), Avlulu Evler (İ. Ö. IV. Yüzyıl), Arkaik Çeşme (İ. Ö. VII. Yüzyıl), Arkaik Sur (İ. Ö. 640 – 620), Geç Arkaik Tapınak. Smyrna kazılarında çıkarılmış bir çok buluntuyu İzmir Arkeoloji Müzesi ya da İzmir Tarih ve Sanat Müzesi’nde görebilirsiniz.